Ağlayan insanlar vardı. Zayıflıktan, yorgunluktan morarmış göz torbaları... Nasır tutmuş eller gördüm. Kanayan yaralar vardı irili ufaklı...
Kendimi göremedim kendi gözümden. Tüm rüya alemini dolaştım ama ben yoktum. Kime sorsam kayıpları oynuyordum. Solmuş defter yapraklarında, yaşlı insanların hafızalarında gezindim.. Çocukların oyunlarında aradım kendimi; belki sarışın küçük bir çocuk görmüşlerdir diye... yoktum!
Ağaran güneşin parlaklığıyla uyandım. Evde dolandım biraz üşengeç ayaklarımla, her şey yerli yerindeydi. Aynaya baktım kocaman bir gülümseme çabası gördüm. Biraz inceledim kendimi. Ellerimin nasır tutmuş noktalarına takıldı gözüm. Gözlerimin altı mosmordu. Birden masadaki oyuncaklarımdan biri yerçekimine yenik düştü. Aldırış etmedim.
Elime kalemi aldım ve yazmaya başladım. Başlığı attım:"Ben neredeyim?"
1 yorum:
Derin ve uzun soluklu.. hayat gibi.. doğal ve huzurlu aynı zamanda huzursuz ama sonuçta güzel içten bi yazı olmuş :)
Yorum Gönder