15 Kasım 2010 Pazartesi

Zaman


insanoğlunun bittim dediği noktası nedir?
Hangi nedenle biterde yeniden başlayamaz hayata .
Son zamanlarda geçmişi küçük ekmek kırıntıları gibi silkelemek istiyorum pencereden,balkondan aşağıya bahçeye doğru..Karışsın istiyorum toprağa ve yeşermesin yeniden..
Umut edemiyorum geleceğe bakamıyorum o camlardan. Benim gözlüklerim nerede kim sakladı onları ,etrafı simsiyah görüyorum yine yine yeniden..
Söverim gelmişine geçmişine diyor bir şarkı ya aynen öyle işte ayıpsa ayıp kime ne..
Tutunmak istemiyorum o ince dallara ne kadar taşıyacak ki beni sevmiyorum sahte ağaçları,yaprakları,insanları...
Boş veriyorum bazen ne olursa olsun bana ne, ama olmuyor!
Hemde hiç bir şey olmuyor.. dünya benim etrafımda mı dönüyor arkadaşım git ,bırak beni sen dön yine desem de dönmüyor.Sayılı günleri kalmış küçük bir kız çocuğu gibi hissediyorum böyle anlarda kendimi;ölürsem ne olacak diğer taraf da beni neler bekliyor diye düşünmeden alamıyorum..Yada büyümek istemiyorum daha çok,beni bu yaş da sabitleyin olmaz mı ?
Yada birkaç yaş daha geriye saralım en iyisi bu zamanı.Zaten ben onla hiç iyi anlaşmıyorum..bu kavramı kavrayamamakta üstüme yok.
Sıkıldım hem de çok…
Bu hayat bazen çok çekinmez oluyor. Evet bunları söyleyen benim bir iyimserim ama benimde kötümser zamanlarım olacak artık..Bir okulda karşılaştığım henüz 15 yaşında olan ve aruz vezni ile şiir yazan bir çocuktan umut aldım.Diyordu ki ;
Pesimistlik bir yaşam felsefesidir.Örnek verecek olursam düşünün ki yaz tatilimde daha önce görmediğim bir yere gideceğim,oranın en kötü hali göz önünde bulunduruyorum ki gerçekten kötü ise hayal kırıklığına uğramam ama gerçekten güzel bir yer ise o zaman bir mucizeye inanırım.Yani aslında her kötü bir iyiyi doğurmak için var !
Evet o 15 yaşında bunu fark etmişti ki; haklıydı bir yerlerde kötü bir şeyler olması gerekiyor ki iyi şeylerin kıymeti bilinsin .
Sanırım gözlerimi 4 açıp iyi şeyleri beklemeliyim..

Hiç yorum yok: