16 Ekim 2010 Cumartesi

yine geldim sevgili hayat... verdiğim kısacık arada neler mi yaşadım? sorma bence duydukların canını sıkabilir. ama sana anlatmazsam ben eksik kalabilirim. dinle öyleyse kısa bir özet: bir kaç yenilgi, bir sürü hayal kırıklığı, birkaç yeniden başlangıç, birkaç yeni görev, birkaç "ücretli" sıfatı, bir sürü özlem, bir sürü yalnızlık...
ama yine de burdayım işte. ne yaşarsam yaşayayım bitmediğini, her güneşle yeniden başladığını öğrendim. bir de kendimle ilgili yeni şeyler.. ne mi onlar? bir paragraf halinde sana sunacağım ; ama lutfen bunu bir "rapor", bir "dilekçe" bir "başvuru", bir "sonuç belgesi", bir "yeniden dene" ibaresi olarak algılama.. bu sadece bir "tanıma fişi"...
işte kendime dair öğrendiklerim...
iradesizliğe çok benzeyen bir iradem , tembelliğe çok benzeyen bir çalışkanlığım, cehaletin ta kendisi olan bir kültürüm var. evet zalim olduğum anlar var; fakat yolu başkaları açar. insanlara ayağıma basmamaları şartıyla kızacak kadar uyanık değilim. sorumluluk duygum ve merhametim vardır; ama bu erdemlere ters düştüğüm zamanlarım da çok olmuştur. belki en büyük gücüm eksik yanlarımı biliyor olmam. bir de yüreğimim açık olmasını sağlamam...
işte birkaç aylık kısacık bir hayat molasında neler yaşanabileceğinin, neler öğrenebilineceğinin kısacık bir örneğini yaşadım. "bunlar da bir şey mi sen gerçek hayatla karşılaşmamaşsın daha!"
diyen olursa söyleyeceğim şudur ki: " sonuna kadar haklısın ama bu zaman diliminde gerçek acı ve yenilgi ve zafer hikayelerini de en azından okudum."
ya işte sevgili hayat yine geldim. senin bana yaptıklarını anlattım, biraz da seni okuyuculara şikatet mi ettim ne:) okuyanlar kendi yaşadıklarını düşünüp sana ve feleğine okkalı bir küfürü basmışlardır:) oh canıma değsin, sana az bile:))

1 yorum:

ynsn dedi ki...

hahahahah:))))))))