6 Temmuz 2010 Salı

Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün.

Issız adam'ın sloganı. 
Ama bu cümle gibi bir hayat GERÇEKTEN yaşandı. 
Yaşan-dı diyorum, çünkü o öldü.
Onun kim olduğuna gelince... Hasta ruhlu biriydi. Arayışta yaşayan ama neyi aradığını bile bilmeyen.. Hayatı elinin tersiyle iten.. Ve gerçekten yaşamaktan zevk almayan biriydi, gitti.
Kendi isteğiyle veda etti her şeye.
Artık ondan bahsetmek istemiyorum. Çünkü o, eskiden bendim. 
Artık değilim.
..
Merhaba!
HAREKETLİ VE SICAK BİR HAFTA SONU GERİDE KALDI. 
Bugünlerde herkes aynı şeyden bahsediyor. Tutulamayan sözlerden.. Aynada - kendine verilen!

Eski olan her şeye bakıyorum da, farklı görüyorum bugün.
Hasta olunca kahkaha atıyorum mesela artık. Ölüm hele, nasıl komik geliyor.. anlatamam!
Neden biliyor musun? İşte bu fotoğraf ve bunun gibi bir sürü var daha, değiştirdi yaşadığım her şeye bakışımı. 
2 TL'nin ucunda satılıyor ölüm. Yaşamı ise kimse bedellendirememiş henüz. Sana "artık hayatın değerini anladım" nidalarıyla seslenmeyeceğim, korkma. Zaten bu fotoğrafı ve o saatleri hatırlamıyorum! Sevdiğim adam çekmese bu fotoğrafları, anlattıklarına "uyduruyor" diyeceğim. 
Zihnimde kocaman bir delik oluştu. Bir sürü anı, bir sürü saat.. Ve bir çok acı.. gitti!
Ve fakat zor bir durum - yaşadıklarını başkalarından öğrenmek. "Çok acı çektim mi?" diye sormak ve karşındakinin gözlerinin dolmasını izlemek..
Saatlerce başında bekleyen insanları karşında görüp, "nasılsın?" dediklerinde "kim bunlar?" diye sormak. Sana elleriyle ayran içirdiklerini hatırlamamak.

Bu nedenle başlık bu. Ben başımı ölümün dizine koydum, o bana bir hikaye anlattı ve ben artık büyüdüm. 
Başkalarının ne düşündüğünü önemsemiyor oluşum bundandır. 
Ve aşığım.. 
Yine yeni yeniden, aynı adamı farklı görüyorum. 
Ona, onu sevdiğimi söyledikçe içimde büyüyor hissettiklerim. Benim için yaptıklarını başkalarından dinledim. Bilmezdim bu kadar sevdiğini beni. Ve sanırım o da bilmiyordu - ölümümü izleyene kadar..
17 Temmuz benim doğum günüm ve sanıyorum ki bu yıl diğer doğum günlerimden daha başka olacak. Doğumun ne olduğunu bilerek kutlamak başka olsa gerek.. Aynada kendine söz vermekten çok başka bu. 
Bu..bir dileğin kabul olması aslında!
Yeniden başlamayı dilemiştim, acıyla ödedim bedelini.. Ve biraz sağlıkla. Şimdi ayağa kalkınca gözlerim kararıyor hemen ama olsun. İnan bana seviyorum artık nefes almayı..
Çünkü beklediklerim var hayattan.. Beklediklerim var hayatta!
Ve sevildiğim, sevdiğim biri.
Seçim yaptım ben. Hayatımı kiminle birleştireceğimden tut, ne yaşamak istediğime kadar. Seçtim ben!
Tüm bunlar olmadan birkaç saat önce kendi kendime konuşmuştum; "Tanrı" demiştim.."Tanrı ile bir anlaşma yapmışım, seçmişim bu hayatı, olduğum kişi olmayı. Ama hatırlamıyorum! Hayır, ben Tanrı ile yeniden masaya oturacağım. Bu hayatı böyle kabul etmiyorum!"
Hatırlamadığım o saatlerde sanırım biz yeni bir anlaşma yaptık onunla. 
O, içimdeki isyankarı aldı.. Bende koşulsuz sevgi ve şükür beslemeye başladım.
İşte böyle bir kaç gün geçti. Etkileri üzerimde..

Sana -umarım bir gün sende birinin gözlerine bakarak söyleyebilirsin- bu şarkıyı hediye ediyorum.
Sağlığım tamamen geri gelince, biraz alkol ile bu değişimi kutlayacağım..
 Ama şimdi kahvemi "yeni hayat" şerefine yudumluyorum.

Sevgiyle

1 yorum:

cimcimecce dedi ki...

2 TL'nin ucunda satılıyor ölüm. Yaşamı ise kimse bedellendirememiş henüz. Sana "artık hayatın değerini anladım" nidalarıyla seslenmeyeceğim, korkma. Zaten bu fotoğrafı ve o saatleri hatırlamıyorum!

gerçek bir fotoğraf gerçek bir acı direniş...paylaşım için teşekkürler gözlerim doldu.