15 Temmuz 2010 Perşembe

Yok Oluş

Tek başıma oturuyordum bir köşede. Düşüncelerim yanımda sereserpe uzanmış korkmuş gözlerle bana bakıyorlardı. Rahatsız olmuşlardı belli ki. İncinmişlerdi. Kızmıştım onlara senin peşinden gelmesinler diye. Bağırmıştım biraz. “Kalın!” dedim. Yatın şuraya, ses çıkarmayın ve sakın boş bir anımı beklemeyin. Biliyorum beni pek dinlemezsiniz ama yapın işte bir seferleğine…

Farkındasınız anlayabiliyorum bana direnirseniz sizi kontrol edemeyecek kadar yorgunum. Göz kapaklarımı aralayamacak kadar hasta bir yandan da. Çok fazla canım yanıyordu. Midemi, kalbimi, ciğerlerimi güçsüz ellerimle söküp atmak istiyordum. Kontrolüm altında olmayan her şeyden kurtulmak… kendimden hayatımdan belki de… senden, gidişinden, susuşumdan, izleyişimden, aptal rolümden…

Sana söyleyecek çok şeyim vardı halbuki. Boştu belki, ahmakçaydı, saçmasapandı ama boğazımda kocaman bir düğümdü hepsi. Aradan yumurtayı dölleyen tek bir sperm gibi kaçmış fakat ağzımdan çıkmayı başaramamış kelimeler… Keskin susuşum gibi yeni bilenmiş can yakıcı şeylerdi. Ama yapamadım… Gidişin bile o kadar güzel geldi ki o an kıyamadım seni yakmaya.

“O” kelimesi miydin bilmiyorum ama tam “ben” din giderken. Ben gibi konuştun o an; film repliği havasında. Senin kulağına fısıldadığım tatta fısıldadın ruju bedenimi boyamış dudaklarınla: Bugün yaşayacak olacağım hayatımın ilk günü ve bunda sen olmayacaksın!

Nedensiz yere gülümsedim. Daha sonra kaslarım beni bitmek bilmeyen kahkahalara sürükledi. Sen kapıyı yavaşça üstüme örttün ve gittin.

Pencereden seni izledim. Bahsettiğin ilk günün ilk güvensiz, inatçı adımlarını.

Kapıya ilerledim ben de kapadım bir kez üstüme. Döndüm duygularımı portmantonun boş yerlerine astım. Pencereye tekrar yöneldim. Yerde yatan düşüncelerimi aldım ve son nefesimle şişirdiğim balonun ucuna bağlayıp gökyüzüne bıraktım.

Aynayla göz göze geldim ve çırılçıplak beni gördüm yarımyamalak. Gittikçe siliniyordum. Yere çöktüm. Kolumun içimdeki boşluğa düşüşünü hissettim. Bir daha kafamı kaldıramadım bakmak için.

Yoktum…

3 yorum:

Obsesif Kompulsif dedi ki...

Çok derin olmuş,yüreğine sağlık diyecem ama yüreğinin yaşadıklarını birilerinin belirleyici özelliklerle tanımlaması pek hakka değer olmaz o yüzden eline sağlık..

özgür dedi ki...

teşekkürler:)

cimcimecce dedi ki...

Kontrolüm altında olmayan her şeyden kurtulmak… kendimden hayatımdan belki de… senden, gidişinden, susuşumdan, izleyişimden, aptal rolümden…

ve daha bir çok beğendiğim hemen hemen hepsini beğendiğim bir yazı çok güzel eline sağlık özgür